Cinsel Terapiyle İlgili Bilmeniz Gereken Herşey
Cinsellik söz konusu olduğunda kadın ve erkek arasında farklılıklar olduğu düşünülür ve bu farklılıklar toplumca da kabul edilir. Aslında insana özgü olan cinsellik kavramı toplumun kuralları sayesinde kadın ve erkek için ayırım yaratabilir, özellikle bizim ülkemizde kadının cinselliği bastırılırken, erkekler için cinsellik hakkında konuşmak ya da bazı şeyleri ifade etmek daha kolaydır.
Cinsel terapi ülkemizde son yıllarda gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlamış bir terapi çeşididir. Tabi ki bunda cinsel sorunların da ülkemizde oldukça yaygın bir şekilde görülmesinin de büyük payı vardır. Cinsel terapi, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılan, kendine özgü ilkeleri ve yöntemleri olan özel bir terapi alt dalıdır diyebiliriz. Cinsel terapiden bahsetmeye başlamadan önce cinsel sorunlardan diğer adıyla cinsel işlev bozukluklarından bahsetmek daha doğru olacaktır. Cinsellikle ilgili düşünceler, inanışlar, beklentiler, hayaller, fanteziler, olanlar ve olması gerekenler ve gerçekler hepsi birbirine karıştığında bazen işler beklendiği gibi gitmeyebilir. O zaman da cinsel sorunlarla karşılaşılabilir. Cinsel sorunlar diğer adıyla cinsel işlev bozuklukları dünyanın her yerinde görülmektedir, ancak kültürel farklılıklar, tabular, yasaklar, yanlış bilinenler, vb. bazı kültürlerde cinsel sorunların görülme olasılığını fazlalaştırmaktadır. Cinsel sorunların bu kadar yaygın olduğu bir ortamda bu sorunların çözümü için de çeşitli yöntemler geliştirilmiştir, bu yöntemlere de cinsel terapi adı verilmektedir. Cinsel terapi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de başarıyla uygulanan bir terapi çeşididir.
Cinsel işlev bozuklukları belli bir süre boyunca yineleyici ve sürekli bir biçimde kişinin ya da çiftin cinsel hayatında bir takım aksaklıkların olmasıdır. Cinsel sorunlar moral bozucudur, hem bireyin hem de çiftin psikolojisini olumsuz etkiler ve zamanla da çiftlerin arasında bir takım sıkıntılara neden olabilir. Bazen bilgisizlik, bazen uyumsuzluk, bazen tecrübesizlik çiftlerin cinsel hayatlarında sorun yaşamalarına neden olabilir, bu sorunlar ortaya çıktığında da çift için hayal kırıklığına uğratıcı olabilir. Cinsel sorunlar çok çeşitlidir; kadınlarda özellikle vajinismus, disparoni (ağrılı cinsel ilişki), cinsel isteksizlik, orgazm sorunları sıklıkla görülürken, erkeklerde ise erken boşalma, empotans, cinsel isteksizlik, geç boşalma gibi sorunlarla karşılaşmaktayız. Ayrıca çiftlerin ortak olarak geliştirdikleri cinsel sorunlar da olabilir, cinsel uyumsuzluğa ya da deneyimsizliğe bağlı olarak her iki tarafta da cinsel sorunlar gelişebilir. Biz her zaman cinsel sorunları çiftin sorunu olarak ele alırız ancak cinsel sorun yaşama korkusu da özellikle bekar ya da hiç cinsel tecrübe yaşamamış bireylerde sıklıkla gördüğümüz bir durumdur. Ülkemizde cinsel eğitimin olmaması ya da toplumca cinsellikle ilgili gerçek olmayan birçok yanlış inanışın olması özellikle bekar erkeklerde cinsel performansa dayalı korkuların gelişmesinde ya da bayanlarda da ilk geceye ilişkin korkuların oluşmasında rol oynamaktadır.
Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi aslında çok boyutlu bir bakış açısını içerir. Cinsel terapi dediğimiz kavram daha çok cinselliğin psikolojik, ilişkisel ve duygusal boyutlarını içerir ki zaten cinsel sorunların büyük çoğunluğu da bireysel ya da ilişkisel psikolojik faktörlere bağlıdır. Ancak yine de cinsel terapiye başlaman önce çifti değerlendirirken öncelikle jinekolojik ve ürolojik muayene ya da cinsel işlev bozukluğuna neden olabileceği düşünülen diğer yapılması gereken testler istenebilir. Bu şekilde eğer cinsel soruna yol açması muhtemel fiziksel bir faktör varsa gözden kaçırılmamış olur.
Cinsel terapi; cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde psikolojik ve ilişkisel faktörleri ele alan özel bir terapi alanıdır. Cinsel terapi sorunun dinlenmesi, tanının konulması, çiftin sorunla ilgili olarak bilgilendirilmesi, çiftin cinsel konularda bilgilendirilmesi, çifte bir nevi cinsel eğitim verilmesi ve çifte cinsellikle ilgili olarak ev ödevlerinin planlanıp önerilmesi ve bunların takip edilmesi süreçlerini içerir. Cinsel terapi süreci genellikle 8-10 seansta tamamlanması planlanan bir süreçtir, çiftin ya da bireyin sorununa ya da özelliklerine göre daha kısa ya da daha uzun sürmesi de mümkündür. Hiçbir birey ya da çift birbirinin aynı değildir, sorunlar benzese de iletişim, paylaşım, sorunu kabullenme, uyum, işbirliği, vb. birçok özellikleri farklı olabilir, bu da terapi sürecini ve süreyi etkiler. Terapi her birey ve çifte göre özel olarak planlanır.
Cinsel sorun yaşayan tüm bireyler ya da çiftler ayrıntılı bir cinsel terapi sürecine ihtiyaç duymayabilirler. Cinsel sorunların temelinde birçok neden yatmaktadır, cinsel konularda eğitimsizlik, bilgi ve deneyim eksikliği de cinsel işlev bozukluklarına neden olmaktadır. Bazı durumlarda bireyi/çifti insan anatomisi ve fizyolojisi konusunda bilgilendirmek, toplumca cinsellikle ilgili yanlış bilinen konularda doğru bilgiyi sunmak, merak ettikleri konuları aydınlatmak ve sorularını yanıtlamak da kökleşmemiş, derinleşmemiş bazı cinsel işlev bozukluklarının çözümünde yardımcı olabilmektedir. Cinsel danışmanlığı daha çok cinsel konularda eğitim vermek ve bilgi sunmak olarak açıklayabiliriz. Cinsel danışmanlık aslında daha çok öğretmen, hemşire, vb. meslek gruplarının sunması gereken bir hizmet olmakla beraber, ülkemizde cinselliğin konuşulması ve ifade edilmesi çok da kolay olmadığından cinsel danışmanlık hizmeti de yine cinsel terapistler tarafından sunulmaktadır.
Cinsel danışmanlık bilgi verici bir hizmetken, cinsel terapi denildiğinde bir takım terapi teknikleri ve tedavi işin içine girer. Cinsel danışmanlık bilgilendirmek, cinsel terapi tedavi etmek demektir. Bu nedenle cinsel terapi işinin ehli, bu konuda özel eğitimler almış uzmanlarca uygulanmalıdır, bu uzmanlar psikiyatrist, psikolog ya da hekim olmalıdırlar.
Daha önce de belirttiğimiz gibi cinsel terapi kendine has kuralları, ilkeleri ve özellikleri olan bir terapi dalıdır. Cinsel terapinin temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Cinsel işlev bozukluklarının kökeninde birçok farklı neden yer alabilir, bu yüzden de cinsel işlev bozukluklarının tedavisi çok boyutludur. Cinsel terapi uygulayabilmek için öncelikle bireyin/çiftin cinsel sorununun fizyolojik ya da hormonal bir nedenden, ilaç kullanımından ya da herhangi bir incinme, yaralanma ya da geçirilen bir hastalıktan kaynaklanmadığından emin olmak gereklidir. Cinsel terapi uygulanabilmesi için sorunun psikolojik bir nedenden kaynaklanması gereklidir. Psikolojik nedenler derken bireyin ruh hali, kişilik yapısı, son dönemde yaşadığı herhangi bir önemli olay, başka psikiyatrik rahatsızlığının olup olmadığı, diğer insanlarla ilişkileri, evlilik ya da ilişki problemleri, heyecan, panik, korku, kaygı, bilgisizlik, deneyimsizlik, vb. nedenleri sayabiliriz. Cinsel sorunların büyük çoğunluğu psikolojik kökenli olmakla birlikte bazen de fiziksel bir sorundan kaynaklanan cinsel işlev bozuklukları da görülebilmektedir. Bu nedenle cinsel işlev bozukluğunun tanısı konulurken öncelikle o bozukluğun köken alabileceği diğer nedenleri de araştırmak gereklidir. Bu nedenle tedaviye başlarken bütün olasılıkları gözden geçirmek, jinekolojik ve ürolojik muayene ve gerekirse kan ve hormon testleri istemek en doğrusu olacaktır. Genellikle cinsel bir sorun ortaya çıktığında bireyler öncelikle jinekolog ya da ürologlara başvururlar, çünkü akla ilk önce fiziksel bir neden olabileceği gelir. Fiziksel muayene sonucu bir sorun ortaya çıkmadığında, hekim bireyi cinsel terapiye yönlendirir. Bazı durumlarda doğrudan cinsel terapiste başvuran birey/ çiftler de olmaktadır, ancak o zaman tedavi sürecine başlarken bireyden/çiftten fiziksel bir muayeneden geçmelerini talep etmek gereklidir. Böylece tedavi sürecine başlarken hem bireyin hem de terapistin içi rahat olur ve önemli bir nokta gözden kaçırılmamış olur. Cinsel işlev bozuklukları bazen de tek bir nedenden değil, aynı anda bir kaç farklı nedenden kaynaklanabilir. Bazen ilaç tedavisi ile cinsel terapinin birlikte kullanılması gereken durumlar da olabilir. Cinsel terapinin içinde medikal tedavinin uygulanması gereken zamanlarda, cinsel terapist ile ilgili hekimin ortak hareket etmesi gereklidir.
Cinsel terapinin en önemli özelliği sonuca odaklanmasıdır, bu da onu diğer psikoterapi yöntemlerinden ayırır. Ancak bu özellik aslında cinsel terapinin genel bir özelliği olmakla birlikte, her zaman geçerli değildir. Psikolojide her insanın tek ve benzersiz olduğuna inanılır ve bireyi değerlendirirken onun bireysel özellikleri, kişilik yapısı, yetiştiği toplum ve sosyal çevre, kültürel normlar dikkate alınır, bu nedenle de kimse birbirine tıpatıp benzemez ve herkese de aynı tedavi yöntemi uygulanamaz. Psikoterapide her birey kendi içinde değerlendirilir ve terapi planı o bireyin ihtiyaçlarına göre özel olarak oluşturulur. Cinsel terapide de temel bazı teknikler olmakla ve sonuca odaklanmakla birlikte, yine terapi bireye/çifte özel olarak planlanır. Terapinin temel yol haritası aynı olmakla birlikte her birey/ çift tektir, benzersizdir ve terapiyi onların ihtiyaçlarına göre planlamak gereklidir. Cinsel terapistler de görüşleri açısından farklılaşabilirler: Bazı terapistler sadece semptoma odaklanıp onu ortadan kaldırmayı hedeflerken, bazı terapistler soruna daha geniş bir açıdan yaklaşarak sorunun kökeninde yatan psikolojik nedenlere inmeyi ve çiftin arasındaki yakınlığı arttırmayı hedeflerler. Aslında cinsel terapi söz konusu olduğunda ‘’tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar’’ benzetmesini yapabiliriz. Çünkü evlilik sorunları ile cinsel sorunlar tıpkı tavuk- yumurta ikilisi gibidir, ikisi de birbirinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu nedenle cinsel terapi sırasında her adımda önümüze yeni bir bilgi çıkabilmektedir. Cinsel terapi her zaman semptom odaklı başlar, ancak terapi sürecinde hedefe ulaşmaya engel olan etkenler çıktığında, onların üzerinde çalışıp ortadan kaldırmayı hedefler.
Cinsel terapinin en önemli özelliklerinden biri de kısa süreli olmasıdır. Genellikle bireysel psikoterapilerin ucu açıktır ve süresi bireyin ihtiyaçlarına göre belirlenir, aylarca ya da yıllarca sürebilir. Ancak cinsel terapi çoğunlukla semptom odaklı olduğu için süresi daha tahmin edilebilir ve kısadır. Yaklaşık 8-10 seanslık bir süre sorunun çözümü için yeterli olmaktadır. Tabi yine bu süre ortalama bir süredir, bireyin/ çiftin özelliklerine, ihtiyaçlarına, seans aralıklarına ve bireyin/çiftin terapinin gereklerini yerine getirme düzeyine göre tedavi süresi kısalabilir ya da uzayabilir. Bazı cinsel işlev bozuklukları daha kısada sürede çözülebilirken, bazı cinsel işlev bozukluklarının çözülmesinde daha fazla süreye ihtiyaç duyulabilir. Seans sıklığı da bazı cinsel sorunların çözümünde hızlandırıcı olabilir, bazı cinsel işlev bozukluklarında daha sık görüşülerek yoğun bir terapi programı uygulanabilmektedir. Tabi ki cinsel sorunlar çok çeşitlidir, bireysel farklılıklar vardır ve çiftlerin arasındaki ilişkinin doğası da yine terapi sürecini etkileyebilir. Ancak sorunun nedeni belirlendikten sonra cinsel terapide nedenler üzerinde çok durulmadan hep ileriye doğru ilerlemeye çalışılır, bunda da ev ödevleri önemli rol oynar, ancak eğer başka psikolojik sorunlar, ilişki problemleri, eşle ilgili sorunlar ve kişilik özellikleri terapi sürecini etkiliyorsa o zaman onlar üzerinde de durulur ve süreç biraz daha uzayabilir.
Cinsel terapinin diğer psikoterapilerden önemli farklarından biri de, cinsel terapistin aktif bir konumda olmasıdır. Psikiyatride kullanılan onlarca psikoterapi çeşidi vardır, genellikle terapistler kendilerine yakın gördükleri, danışanların ihtiyaçlarına daha kolay cevap verdiğini düşündükleri bir ya da birkaç terapi yöntemini benimserler ve yol haritası olarak kullanırlar. Bu psikoterapi yöntemlerinden bazısı terapistin tamamen pasif konumda olmasını ve dinlemesini benimserken, bazı terapi yöntemlerinde de terapist daha aktif konumdadır. Cinsel terapide terapist son derece aktiftir, çünkü cinsel terapinin temelinde cinsel eğitim vermek, bilgilendirme yapmak, soru sormak, yönlendirmek ve ev ödevleri vardır. Bu terapist zaman zaman bir eğitmen konumundadır. Toplumda genelde psikoterapist sadece dinler, konuşmaz gibi bir algı vardır, ancak konu cinsel terapi olduğunda cinsel terapist son derece konuşkandır, aktiftir, direktif vericidir ve bilgilendiricidir. Cinsel terapide cinsel terapistinizle cinsel konularda açıkça ve rahatça konuşabilirsiniz, merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz ve sorunlarınıza uygun çözümleri elde edebilirsiniz.
Genellikle çiftler cinsel sorun yaşadıklarında sorunun diğerinde olduğuna inanmayı tercih ederler. Bu durum bazen suçlama boyutuna bile varabilir. Ancak cinsel terapi her zaman cinsel sorunu çiftin ortak sorunu olarak ele alır, çünkü cinsellik iki kişi yaşanır ve doğal olarak ortaya çıkan sorunda iki tarafın da payı olabilir.
Cinsel sorunlarla karşılaşmak çiftler için moral bozucu olabilir, ancak önemli olan sorunu kabullenmek ve çözüm yolunu aramaktır. Cinsel terapi cinsel sorunlar için en doğru yöntemdir.